hepsini çok iyi biliyorsan, oturup kurcalarsan 2-3 saate çözersin zaten.

ya wordpressin mantığı bile kafama tam oturmadığı için şöyle ders mers döküman bişiler lazım bana. dediğin gibi 2-3 saat olmasa da 1-2 güne öğrenirim de. sağlam bi wordpress temeli yüklemem lazım önce, kafamdaki soru işaretleri kalksın

ileride web işi yapmayı düşünürsem, wordpress kodlamak işime yarar diye öğreneceğim.

internetteki site satışının neredeyse tamamı wordpress üstünden dönüyor, themeforestta bile wordpress temalar onlarca katı satıyor. yoksa wordpressi sevdiğim için söylemiyorum.

css ve php zaten yetiyor da, js de biliyorsan tuzu biberi zaten.

"css to wordpress" diye arattır internette. ingilizce biliyorsan zaten bi dünya kaynak var. bilmiyorsan volkan görgülü bu konuda on numara videolar çekmişti bi 5 yıl kadar önce. onları bulabilirsen izle 2 saatte uzmanı olursun. sonra ücretsiz css templatelerden bikaç tane wordpresse uyarlarsan kaparsın zaten çok kolay iş.

Wordpress php ile yazilmis bir yazilim zaten. Temel olarak bu bilgi yeterli.

starbucksta var.

Bodum al.

ben koçtaştan 15 liraya almıştım benim çok aman aman sağlam bir şey değil arada bir filtresinin ordaki vidayı elimde sıkmak durumunda kalıyorum ama öğrenciyim yetiyor bana.

startbucks'tan aldım. gayet kullanışlı, sıkıntı yaratmadı. ama aldıktan sonra mudo'da daha ucuza görmüştüm. orda da var.

ben mediamarkt'tan şunu aldım 48 liraya, gayet güzel: www.korkmaz.com.tr

french press'in en önemli parçası metal filtresidir. bu filtrenin örgüsü ve aralarındaki boşluk önemlidir. düzgün olmayan ve geniş boşluklu filtrelerden içilen kahvede tortu kalır. french press'in türkiyede bulunabilecek en iyi markası bodum'dur. saygılar :)

gloria jeans ten 15 liralık bir alet almıştım, hala kullanıyorum ama tavsiye etmem.

ilk tırt kullanmıştım 10tl lik paslandı bi zaman sonra, bodum aldım 3 yıldır kullanıyorum hiç bi sorun yok, normalden biraz pahalıdır ama iyidir. starbucks larda satılır.

sağolun arkadaşlar,tavsiyeleriniz doğrultusunda bodum'da karar kıldım.

ben budo için indirimli bilet almıştım, çalışıyordu. %50 indirim vardı.

Alabilirsin, güvenilir bir site. Yalnız önceden kuponunu alacağın otelin gerçek fiyatlarına bir bak derim. Bazen aralarında pek fark olmayabiliyor. Öyleyse araya başka kurum koyma (genel bir tavsiye).

bu kuponlar her gün yenileniyor değil mi? yani başka otelin fırsat kuponu saat 12de açılıyor falan?

Değişir. Bazı kampanya 3 gün sürer, bazısı aylarca sürer. Başka bir kampanyanın başlaması, diğerinin bitmesiyle alakalı değildir. Güncellenme saatleri de değişebilir.

istanbul içi bilinir bir otelden almıştım en ufak sıkıntı çıkmamıştı.

otel almadımda güzellik salonu için almıştım ordan

8 saati doldurmadığım gün ayılamıyorum. 5'le zombi gibi gezerim. O kadar uykusuz kalınca sabah bi yerde doping almış gibi ekstra enerjili oluyorum ama 1-2 saat sonra bildiğin çöküşe geçiyorum. Bence normalsin. 5 saat uyku çok az. En az 7 olmalı normal bir insan için.

normal sanırım. bünyeyle alakalı. spor yapanlar için falan temiz 8 saat lazım diyorlar, hadi sana da 7 diyelim eheh. uyku kalitesi var bir de onu göz ardı etmemek gerek. want2die 3 saatte şarj oluyorsa sen belki 9'da bile olmazsın.

ben de gün içinde 3-4 kez falan uyuyorum artık iyice aptala döndüm. böyle bozulduğu zaman istersen 100 saat uyu, işe yaramıyor.

geçen haftanın ortalaması 4,3 saat uyku olarak. günlük 5saat yeterli ama fazla efor sarfetmiyorsanız

genelde gece 2 de uyuyup sabah 7 de kalkiyorum. gayet enerjik oluyorum ama haftada 1 aksam yattigim yerde uyuyorum ve temiz 10 saat kalkmiyorum. anca bu sekilde toparliyor sanirim vucut kendini.

6 saat falan yetiyor bana. kişinin kendisiyle alakalı bir şey.

tek dana ben miymişim ya, tam 9 saat 40 dakika uyumazsam yataktan zor kalkıyorum, gün içinde de her fırsatta uykum geliyor.

Gün içinde yorgun hisseden, uykusu yetmeyen herkese hem uyku kalitelerini sorgulamalarını hem de D vitamini ölçümü yaptırmalarını tavsiye ediyorum bu arada.

Bana 7 saat yeterli geliyor ama 8 uyursam tam enerjik ve mutlu uyaniyorum. 5 saat dedigin nedir ki.

Ben de uyumanın bir yerden sonra zaman kaybı olduğunu düşünüyorum. Lisede de az yatardım. Üniversitede de az yatıyorum. Genelde 2-7 arası uyurum. Bu gece 4-8 arası uyudum mesela. Haftasonları genelde 3-11 arası falan yatıyorum. 5 saat az gelmiyor, çok kesintili bir uyku değilse 5 saat ideal benim için. Haftasonları da çok zinde kalkamıyorum zaten, 8 saat fazla gibi geliyor.

Soruna gelicek olursak. Alışkanlık meselesi bence. Mesela günde 7 saat uyusan, her gün 10'ar dakika azaltsan 2 hafta sonra günde 4,5-5 saat uyumanın az geleceğini düşünmüyorum. Ve en önemlisi kalkıp tekrar yatmamak. Geçen hafta 2 defa uyandım, elimi yüzümü yıkayıp bir daha yattım. Akşam 6'ya kadar o kadar yorgun ve halsizdim ki (hatta bunun için bir duyuru açtım) anlatamam. 6-7 saat uyumama rağmen 20 saat uyumuş gibiydim.

En az 4 saatlik bir kesintisiz uyku lazım kısaca, benim fikrim bu.

spor yapmadığım ve/veya gün içinde yorulmadığım zamanlar 5 saat falan, eğer çok yorulduysam 10 saati geçebilir bile -yalnız bir önceki gün hiç uyumamış olmam gerek 10 saat uyumam için-

bir keresinde 81 saatlik bir laboratuvar sürecim olmuştu -54 tane deney ve 100'den fazla ölçüm yapmıştım 81 saat içerisinde, tabi bir kaç saat uyuduğum oldu laboratuvarda sandalye üstünde ya da misafir koltuklarında falan okuldaki- ama ondan sonra temiz bir 13 saat uyumuştum.

yalnız bazen de şöyle oluyor: gene böyle 72 saatlik bir uykusuzluk yaşadım geçenlerde - rapor+sunum hazırladım ve final sınavı kağıtlarını okudum yaklaşık 112 öğrencinin, sisteme girdim falan- ondan sonra eve geldim yattım 4 saat sonra kalktım! sanki böyle çabuk şarj edilmişim gibi oldu hatta "noluyo yaa??" diye uyandım :( halbuki uyku maratonuna çıkacaktım ben.

Ortalamam 5 saat;
1,5 gibi yatar, 6,5 gibi kalkarım.
Nerdeyse 15 yıldır fikslendi artık. Hiç sorun yok.
Ama uyku meselesi her kişide değişiklik gösterir.

Sabahtan akşama kadar ayakta dikilmişsem ya da ders dinlemişsem 8-17.30 arası sonra eve gelip yemek yiyip derse oturmuşsam saat 22.00 gibi kayışlar kopsa da kahve-kola ile gece 1-2 yi bulabiliyorum. Ders calısmayacaksam 3 saatlik uyku bile yetiyor ama söz konusu ders olunca 12 saat bile uyusam yetmiyor :/

az uyumak erken yaşlandırır, haberin olsun.

erken kalkmak az uyumak iyi ama ben açıkçası erken yaşta kırışmak istemem

bi kose sec kendine, oraya topla buyuk rakami. rastgele oynama.

altta büyük sayılar üstte küçük sayılar kalacak şekilde topluyorsun işte hep. Başka mantığı yok.
misal en alta 2yi yerleştirdin. üstünde 8i sabitlersen alttaki iki öldü, boşu boşuna yer kaplayacak. buna dikkat ederek oynayınca 10dk sonra zaten 2048e ulaşıyorsun.

zor olanı istiyorsanı threes oynayın. zaten 2048 threesten çakma.

En büyük sayıyı sol alt köşeye.koyuyorum sonraki küçük sayıları ardışık olarak yukarıya doğru sıralıyorum. 2048 yaptım bıraktım.

-öhöm- ben de 2048 yapıyorum, geçiyorum, 3048 yapıyorum, geçiyorum -öhöm-

oyun bööle sonsuza kadar devam ediyor mu? "afferin 2048'e ulaştın, şimdi daha zor yaptık" falan demiyor mu? yoksa yapabildiğin kadar skor yap gibi mi...

hayır o kadar uğraşıyorum 2049 falan olmasın, tam o sayı olsun diye... sonra hiçbir şey olmuyor:(

@no avalon,

2048 derken skor olarak değil, en yüksek kare olarak 2048. sen temelden yanlış anlamışsın olayı :p

!---spoiler:

Sırayla önce yukarı sonra sola bas. Bu şekilde devam etmen yeterli. Oyun kilitlenince bir kez sağa bas. Sonra aynı şekilde devam et.

Büyük sayıyı bir köşeye yasla onu oradan ayıracak hamle yapmamaya çalış gerekirse diğerlerini hemen birleştirip büyük sayıya hareketlilik kazandırma. Örneğin sol üst köşede 128 var en büyük olarak ve üst sıran full dolu sayılarla. Yeni çıktıkça sola ve yukarı çek. baktın hafiften tıkanıyor yine en üst satırın dolu olduğu vakit bir sağ yapıp yukarı kaydırınca en az 2 3 sayı birleşiyor.

spor salonlarının nerdeyse tamamı full üyelik satıyorlar, ben de sadece spor kısmını kullanmak için sormuştum bir çok yere ama parayı ver de ne kullanırsan kullan bizi ilgilendirmez diyorlar.

PayPal?

parayı almadan şifreyi verme. güvenmiyorsa da satma.

Aynı şey değil. MAC'i alıyorsun fişe takıp düğmesine basıyorsun ve çalışıyor. 5 sene kadar da bu şekilde düğmesine basarak çalıştırmaya devam ediyorsun. "It just Works!"

İşte ki Mac'e hiç format atılmadı(2 yıl), aynı değerdeki evdeki pc ise 5-6 ayda format yiyor ve yaptığım tüm çalışmaları kasıyor.

böyle bi tartışma bile olmamalı. duyuruyu silip kaçmış eleman tekrar yazmayacağım ama mac ferrariyse windows cliodur

bence yanlış bir kıyaslama. windows vs os x olsa bişiler derdim ama.

bu gözler 4 000 tl ye mac alıp içine windows yükleyen dallamaya tanık olduğundan pc - mac anlamsız geldi.

ha illa bişi diyeceksem şunu deyip gideyim.

paranız varsa mac alın rahat edin. diğer türlü. pc kısmında bir programcı olarak ubuntu dahi windowsdan daha güzel bir ortam sunuyor bana göre.

işgal ettiğiniz için duyuruyu silmek zorunda kalmış olabilir belki de.

format konusu kıyaslama aracı olmamalı bence. bendeki windows'a da 3 yıldır format atılmadı?

iş yapacağım diyorsan mac, işimi yaparken sabrım çok aynı zamanda bilgisayarın da her pokundan anlamak istiyorum diyorsan windows.

bir de pc ye mac os x kurmak var bence en güzeli. 1 yıldır kullanıyorum gayet şeker.

ucuz mac:)

24 sene pc kullanip, son 5 senedir mac kullaniyorum (macbook white late 2009). evet, hala kullaniyorum, goremedigim isim yok (oyun oynamam). bilg.le ilgili hic bir seyle ugrasmiyorum, yalnizca kullaniyorum. super rahat ve ultra super kolay kullanisli.

zuksen pc/windows'a donmem.

o başlıkta ne oldu merak ettim, ben de cevap atmıştım.

MacOs'un işletim sistemi olarak güç tüketimi çok iyi.(windows kurunca süre yarı yarıya azalıyor diyolaa) Batarya ömrü ve metal yekpare olması en büyük artısı bence. Yazılımsal olarak da kolay ve kullanışlı evet.

Ama format muhabbetine katılmıyorum 4 yıldır formatlamadığım macos çok yavaş açılıyor ve arada takılıyor iyice gitti.(arkadaşımın macbook pro'sunda da aynı sorun var) Açılma ve kullanım hızı olarak windows 8 pro da çok iyi bence. Daha önceki Windows7 sistemimi de sadece 8'e geçmek için formatladım, yoksa 3 yıl hiç ihtiyaç hissetmedim.

Ben şahsen mobil kullanımda macbook severim(batarya vs) ama evde de güçlü bir masaüstüm varsa. Her şeyimi tek bilgisayarda yapacaksam ya 7000 liralık(sallıyorum) macbook pro almam gerekecek ya da asus laptop, o zaman asus ve windowsu tercih ediyorum işte. Hep parayla alakalı. Yoksa iş için pc, evde kullanım için mac mini ya da imac, dışarıda kullanım için macbook air alabilmek isterdim :D

macbook air kullanıyorum. 1.3 ghz işlemcisiyle, eski i7 2,6 ghz işlemcili bilgisayarımdan daha hızlı çalışıyor. aynı anda unity, photoshop, xcode, illustrator ve bir çok başka program açıkken dahi tek kasma yapmadı. aleti en son ne zaman kapattığımı hatırlamıyorum, sürekli ekranı indirip çıkıyorum evden. tüm bunların yanında sürekli yanımda, kitap-defterden daha hafif.

ayrıca istersem yanda windows açıp .netle uğraşabiliyorum, istersem objective-c, java.

Mac'ın en büyük artısı optimizasyonun çok iyi olması aynı iphone gibi buda stabile ve performansı getiriyor.
Windows her bilgisayarda kullanacak şekilde tasarlandığı için belirli bir yerden sonra verimli olmuyor.Ben bilgisayardan anlarım bilgisarımı iyi kullanırım ne gerek var diyorsan mac'a windows derim.sıradan bir kullanıcı veya bir şeyler üretmenin peşinde olan birisi için MAC tavsiyemdir.Yurtta arkadaşın 2005 yılından kalma mac var benim 2011 yılındaki bilgisayardan daha iyi performans veriyor.Buradan kıyasla

www.bloguidon.com
ve
www.funny16.com

burda biri iş için mac, pc nin her bi bokunu anlıcaksan windows demiş ama gene de olmamış..
shell de takılma imkanı sunan işletim sistemi linux.. amc os da bir linux tabanlı işletim sistemi.. yani her türlü mac..

kasa olarak şıklıkla ilgili bir şey diyemem zevk meselesi.. benim mac im sorun çıkardı ancak bence krulumdan kaynaklıymış yeni işletim sistemine geçince hayvan gibi oldu, canısı..

wimdowsla yormayın kendinizi.. önceden almadığıma üzülüyorum..

bişey olmaz.

burası türkiye bi cacık olmaz. zamundada terabaytlarca uploadım var birşey olduğu yok.

ingilizce online destege basvurun. ben ipade numbers falan indiremiyordum, ucretsizinden faydalaniyordum cihazi kampanya zamani aldigim icin. Ordaki hatun inceledi biraz apple id'mi daha sonra tum iwork uygulamalarini satin almisim gibi tanimladi, kampanya dahilinde olmayan iphone 5imde de indirebiliyordum artik. Online desteklei cok iyi bir sansinizi deneyin.

Zaten belliydi. Odul torenlerine falan kendisi gitti hep.

ismi cismi belli birisiydi zaten. dava açan adamla daha önce de görüşmüşler bir de.

Kendisi cok onceden resmini kullandigi kisi ile gorusmus zaten. Taci baskan hukumete ve killarina iyi giydirdigi icin sonu belliydi.

fotoğrafın sahibine vaatlerde bulunup yerine getirmemişti. eğer öyleyse az bile olmuş.

tüm donanımlar aynı değilse olmaz. driverları silip uygun driverları yüklemeniz gerekir.

çok saçma değil mi hdd değiştirmek?

bir harici hdd veya lan/ağ üzerinden verileri birbirine atın. miss.

@eksi sozlukte eksiyen adam o zaman komple baştan kurulum mu yapmam gerekecek yoksa ağ, ekran kartı vs. sürücülerini tek tek yüklemek yeterli olur mu mevcut sistemlere?

@emfuzi değil çünkü kardeşime ssd'li bilgisayarımı vermek istemiyorum :)

hdd leri fiziksel olarak değiştirirsen %75 olurdu. windowslar açılır eksik driverları yüklerdin tamamdı. amma velakin, kendi ssd ni kaybetmememek için disklerin içini birbirlerine kopyalayıp da değiştirirsen operating system not found yazısını gören kutsal insanlardan birisi olursun.

değiştir hdd leri, pc açılınca çalışmayan hangi driver varsa yükle.

şöyle düşün; ekran kartını değiştirdim mesela, aynı anda da ses ve ağ kartını da değiştirdim diyelim. format mı atmam lazım?

hayır, yeni driverları yüklerim.

no
zaten çoğu 99 cent paralı uygulamaların. tak diye 70 cent verse ücretli yapmalarına gerek kalmaz. 99 cent yapsan uygulamayı, apple %30 kesinti yaptigindan yine 70 cent geçer eline. saçmalık yani.

uygulama yayınlamak için developer hesabı gibi bişi alıyorsun, o 250tl şu anda.

ben tam tersine apple bir seferlik para alıyor diye biliyorum. ücretsiz uygulama sahipleri uygulama içi reklamlardan para kazanıyor sanırım.

developer account açmak için yıllık 99$ para veriyorsun.
Sonra istersen uygulamayı free koy reklamdan kazan
istersen paralı yap öyle kazan

Bir seferlik para değil, yıllık yüz dolares. öylr 70 cent verse zengin olurduk lan.

Benim bildiğim tek kasko yapan yer burası:www.cepkask.com.tr Onlar da 1 aylıktan eski telefonlara kasko yapmıyor.

eksisozluk.com
okuyup da kasko yaptırın. hatta bence kasko masko yaptırmayın.

0 :)

36 lira/hafta

9*3=27tl

0

10*7 70tl

0

60-70 lira.

14x6 idi son 1 aydır tütün almaya başladım paketi 2 liraya falan geliyor. ek olarak 25 tane anca içiyorum günde.

4 paket. 38 lira

10 tl(sarma)

20 lira üzeri olanlar tütüne geçsenize hakikaten. çekilecek çile mi? 70 lira neymiş hele.

tütünle 30 tl kadar. sigara içtiğimde 110-120 gibi oluyordu

15. yaşasın kaçak sigara.

0 :D

bırakmadan önce 70 tl falandı, günde bir buçuk pakete yakın içiyordum.

4-5 sanırım, çünkü djarum black içiyorum ve iki haftada falan belki bitiyor, fiyatı da bazı yerlerde 8 bazı yerlerde 10.

0

sıfır! Allah'a binnerce şükürler ossun!

0

8,5 x 9 ya da 10... 80 liranın üstünde yani..

Oha duyuru dumansız hava sahası olmuş.

Ben içerken winston light 7,5 tl idi. günde 2 paket içiyordum.
7,5x2x30 = 450 tl veriyormuşum. öeh..

0

hiç tl

0

8 veya 16

0 tl

7x3=21 tl

(Bkz: United 100's)

haftalık, aylık, yıllık, 30 yıllık = sıfır

0

Koca bir sıfır.

8,5x6= 51 tl/hf ayda 200müş şaka maka, sormasaydın keşke

17*7 119 TL :( (günde 2 paket, nadiren 1.5)

taksi en kolayı yarın için.

gop'a giden minibüsler vardı cevizlibağda yanlış hatırlamıyorsam.

işe giderken klasik;

pantolon : 80
tişört: bedava(şirket tişörtü)
saat: 700
ayakkap: 100

880 etti

saat dede yadigarı lacroix, sen hesap et

mesela bugün,

ayakkabı: 35 tl
pantolon: 20 tl
hırka vs: 20+10= 30 tl
kolye: 3.5 tl
çanta: 90 tl
saat: 300 tl.


bunların hepsi çok güzel indirimlerin ürünleriydi ama hepsini toplayıp bugün giymişim meğer.

yazan arkadaşların hiçbiri iç çamaşırı giymiyor dikkatimi çekti, yazmak yasak mı nedir?
üstümdeki pantolon bluz en fazla 100 lira ayakkabı da 100 lira çanta 50-60 saat kullanmıyorum yalnız bilekliğim ve küpemi hiç çıkarmam ve bunlar altın şimdi alacak olsam bin liradan fazladır.

ayakkabı 70-80 tl
pantolon-130 tl
tişört-30 tl /gömlek-süveter 150 tl
telefon - 40 tl
saat kullanmam.

telefon dahil 280-400 civarlarında. boxer'ı ve küpeyi hariç tutuyorum.

Ayakkabı 150 lira
Pantolon 100 lira
Tişört 25 lira
Gömlek 75 lira
Çorap 5 lira
Don: 15 lira

Toplam: 370 lira

Allah da beni kahretmesin.

ayakkabı 300
pantolon/şort 50-150
tişört 20-50
civarı oluyor genelde...

saat yok. ceket, mont vs. şeyleri de hava soğuksa giyerim ancak.
normalde mümkün olduğunca az ve hafif giyinmeyi severim.
güneş gözlüğünü de eklersek 300 daha artabiliyor güneşli havalarda hesap...

@niye ama'nın uyarısı üzerine:
ayakkabı tişört ve pantolon/şort dışında çorap da oluyor genelde...
çorap 10tl nike dri-fit

canan anderson'un kemanını çalarken üzerimde 12 liralık defacto tişörtü vardı diye düşünüyordum kendi kendime.
ayakkabı 170
tişört 20
pantolon 60
boxer 8
çorap 2
saat 150 liraya almıştım 5 yıl önce.
jöle 0,001 tl (gözardı edilebilir)

Pantolon 70-80
Saat 150-200
Ayakkabı 100-120
Tshirt bluz 20-50
İç çamaşırları 40

vay anasını tek fakir benmişim :O
hırka :20 tl
gömlek 10 tl
kot : 40 tl
ayakkabı : 40 tl
çanta : 20 tl

bugunu yazayım
ayakkabı:30 (indirim)
pantolon: 40 (indirim)
bluz: 20
hırka: 30 (indirim)
deri ceket: 200
bez çanta: 25
=345

ayakkabı: 170
pantolon: 80
tişört: 25
mont: 45
saat: 350

670

Ayakkabi: 400
Canta: 1250
Gozluk: 750
Elbise: 400
Saat: 600

ayakkabıı 90
pantolon 140
gömlek 80
ceket 100
saat 600
gözlük 350
çanta 180

1540 pis fakirler

ayakkabi 300
sort 30
tisort 10
saat 50
cüzdan hediye. muhtemelen 100 lira falan icindekilerle.
telefon 1500 (FUCK) - simdiki degeri budur heralde bilmem.


mesela yarin.

+telefon dersen üzülürüz ama. telefon haric ayakkabi ve monta verilen paraya acimam. kalanina fazla vermek sacma. cok iyilerini cok ucuza buluyor insan.

100 kot
100 gömlek / 50 tişört
150 ayakkabı

saat, gözlük gibi aksesuarlar kullanmam.

hem optik hem güneş gözlüğü kullanıyorum
optik 350tl
güneş gözlüğü 300tl
saatimin fiyatını hatırlamıyorum.
tamtur çift sıra siyah pırlantalı(100 tane) 18ayar beyaz altın yüzük 3bintl en az
ayakkabı 100tl
sırtçantam 90tl
tayt giydim bak 10tl
tunikten bozma salaş tshirtm de 80tl falan
yağmurluğum 100tl
yağmur çizmem 50tl
şemsiyem 30tl-nolur nolmaz yağmur yağarsa, açtı namıssıs hava-

yüzüğü hava olsun diye yazmadım yanlış anlaşılmasın. kombin böyleydi.

Giyim kuşama ya da genel olarak herhangi bir şeye verdiğim parayı eşyayı alır almaz silerim kafamdan. Gereksiz şeylerle doldurmam yani kafamı. Bana başka şeyler için daha çok lazım oluyor :-)

bugun uzerimde bulunanlar:

ayakkabi bugunku hediyeydi
pantolon $25-$30 olmasi lazim
tshirt 10tl
mont £10 (ikinci el)
saat takmadim bugun
cep telefonu arkadasim vermisti eskisini
don-corap hatirlamiyorum da 3-5 liradir

100 civari tuttu.

normal bir gunde:
ayakkabi $35
pantolon £11
tshirt 10tl
ceket 70tl

190 civari

opsiyonel:
saat $3-$60 arasi degisiyor
sapka $20-$30 arasi degisiyor
gunes gozlugu 40€

bu arada 2-3 sene oluyor alisveris yapmanin manasini kaybedeli. lazim olmadikca bir sey almiyorum. o yuzden meblaglar genellikle 2-3 sene oncesinden.

ayakkabıyı iki yıl önce 70 liraya almıştım. pantolon ve gömlek veya tişört, ikisi birlikte 50-60 civarı olur. saatim yok. ceketim de yok. pantolon-tişört, pantolon-gömlek, eşofman-tişört, çok çıldırdıysam pantolon-eşofman giyiyorum. hani kaçırıp üzerimdekilerle birlikte bi' yerlere satsanız 200 liradan fazlasını vermezler hiçbir zaman.

macte hiç format atmana gerek yok ki, 3 gündür kapatmadıysan bi kapat aç kendine gelir alet. ben mesela 4-5 gün kapatmıyorum hep sleep modda ekranı indirip bırakıyorum, 5-6. günde hafiften kasılmaya başlıyor reset atınca kendine geri geliyor.

Yok ya ben her akşam kapatıyorum. Bugün de 2-3 kere kapattım ama değişen bi şey yok. Acaba arka planda göremediğim bi şeyler mi çalışıyor ya da virüs bulaştırmayı mı başardım?

System Preferences > Accessibility > Zoom > tüm tikleri kaldır > more options a gir > "Continuous with pointer" secenegini sec.
makineyi yeniden baslat.

Eve gider gitmez deneyeceğim, sonucu haber veririm.

NFC var evet, hatta bazen telefonumu cüzdanımın üzerine koyduğumda dıdıt dıdıt okumaya çabalıyor.

ama şunu unutuyorsun ki bu kadar kolay olsaydı herkes kartını sonsuz bakiyeyle doldururdu. sertifika ile çalışıyordur kuvvetle muhtemel ve o sertifika elinde olmazsa kart ile herhangi bir işlem yapamazsın.

akbil alırken yanında aynı nfc key'i barındıran minik nfc sticker'larından verseler mesela, telefonun arkasına yapıştırsak akbil gişesinde telefonu gösterip geçsek, çoküzel olmaz mıydı?

madem böyle bişeyi gerçekleştiremiyoruz bari brainstorming yapalım kafamız açılsın hafta başı.

işi uzatıyosun dostum :) zaten taşınabilir bir kart için ekstra masraf yapmazlar.
ekstra malzeme hazicinde, direkt telefon bankacılığı programlarından yükleme yapılabilir mesela.

bankacılık programına girersin, orda bir menü seçeneği olur "akbil yükleme" gibi. önceden kendi akbilini hesabına tanıtmışsındır, sertifika da bankada tutulur. sonra meblayı girip hesabından düşecek şekilde telefonu akbil'e yapıştırıp, yüklemeyi yaparsın.

sadece düşünce :)

akbil nfc değil bildiğim kadarı ile. kendisi pisbıyıkların kendileri uydurdukları bir teknoloji.
kart yükleme filan olsa fena olmazdı. ama muhtemelen güvenlik nedeni ile bu tür bir şey şimdilik yapılmıyor. şimdilik diyorum da.. özellikle istanbulkartta bu tür bir uygulama olacağını sanmam. çünkü onlar diğer şehirlerdeki "kentkart" sisteminden farklı bir sistem kurdular. en büyük sebebi de yandaş şirkete iş verme çabası bence. onlar da sistemi böyle çok ortalık yere açık yapacaklarını sanmam.

istanbulkartlar mifare teknolojisi ile çalışıyor. kentkart vs. nin de aynı teknoloji ile çalıştığını sanıyorum.

ben de daha once sormustum, nfc degil rfid demislerdi.

transmission denediniz mi, daha temiz bir app.

bu linkteki dosya indi ama yüklenmiyor.

yok denemedim, ilk defa duyuyorum.

sunu deneyin bir de:

dl.dropboxusercontent.com

kendi sitesinden 30 saniye once indirdim.

bu da aynı hatayı verdi.
transmissionı indirdim, kullanıyorum şu an.

www.utorrent.com

ilk baktığım oydu battal gemalmaz.

linke tıklayınca .dmg'yi indirmesi lazım. denemek için indirdim, sıkıntı görünmüyor. belki anlık bir hata vermiştir.

tv izlemeyen kitle falan yok. sor bakalım survıvor'da kim elenmiş bilmeyen kaç kişi var?

tvdeki her şey kâr amaçlı olduğundan, en manyak program bile para kazanmaya başlayınca çok saçma bir hâl alıyor. en baba yarışma programı bile anten anten tipleri almaya başlıyor.

tvdeki hiç bir şeyi izlemezdim muhtemelen.

emfuzi, cok uzun zamandir acmiyorum bile. yeni tasinan kardesim evine tv almaya bile gerek duymadi. oyle bir kitle var yani.

g man, en son kelime oyunu'na bakiyordum, baya saglamdi bence o. o tarz icten bir seyler olabilir.

üç sene önce evdeki televizyonu başkasına vererek tamamen uzaklaştım bu olaydan. sanırım bilgi yarışması falan ilgimi çekmezdi. belki dünya mutfağıyla ilgili hani rick stein geziyordu da sonra mutfağa girip yemekleri deniyordu ya, lahmacun bile yapmıştı adamcağız, o tip programı izleyebilirdim. popüler kültürle alakalı tek dayanabileceğim şey şöyle güzel hazırlanmış bir yemek programı olabilirdi sanırım.

(bkz: mythbusters)
(bkz: overhaulin)
(bkz: repair)
(bkz: How It's Made)

Bu tarz programlari cok seviyorum ben. Hem eğitici hem de izlemesi keyifli oluyor. Bize gelse kesin tutar bence bunlar.

televizyonum yok.

dünya yemekleri +1
kaliteli bir seyahat programına da hayır demem.

içinde geyik olmasın, reklam almasın, interaktif olmasın, stüdyoda çekilmesin, sunucusu olmasın.

sazan.avi

öyle bi şey yok anında gidiyor okundu bilgisi

internet bağlantısıyla ilgili bir sorun/ayar sebebiyle geç ulaşır mesaj ancak.

telefon modeliyle, markasıyla ilgisi yok whatsapp mesajlarının gecikmesinin.

iosta çoğu zaman mesajı açmadan tek tık kalıyor. mesajı açınca çift tıka dönüyor ama mesaj iletilmiş oluyor, deneyebilirsiniz.

edit: çoğu zaman böyle. fakat çift tık okundu demek değil yanlış olmasın. tek tık servera iletildi çift tık kullanıcıya.

push notification'ın özelliklerinden dolayı olsa gerek o tam çalışmıyor işte. mesajı açmadan çift tık yapmıyor bazen. geç gitmiyor yani.

(git: 761312)

Durum bu bence.

www.downforeveryoneorjustme.com

@crucio isup kapalı gösterdiği halde açılıyor zamunda bende. her zaman doğru sonuç vermez o site...

zamunda avrupa iplerine kapalı olduğundan türkiyedekiler bazı ip serilerinden bağlanamazken bazılarından bağlanabiliyor...
giriş yapabilene kadar modemi kapatıp açarak ip değiştirmeyi dene.

vpnle girdiğimde açılmıyor bende ama uydunette açılıyor.

çatır çatır griyorum..
dns lere de bak.

Vpni kapa girer

güzelyalı ile mudanya aynı yer mi yani?
bir de budo ile ido aynı yere mi gidiyor?

ilk defa gideceğim de:)

güzelyalı mudanya'nın biraz daha dışında. dolmuşla mudanya'ya geçilebilir. bursa içine de güzelyalı'dan otobüsler var.

budo'nun gittiği yer direkt mudanya.

iskeleleri farklı ama ikisinden de otobüs bulabilirsin.

genymotion var.

genymotion çok başarılı fakat mesela nexus 7 cihaz oluşturuyorum (genymotion google ile anlaşması bozulduğundan google apps olmuyor içinde) google apps kuruyorum fakat bir çok uyumlu olması gereken uygulama kurulamıyor gözüküyor bir çok cihaz denedim benzer uygulamalarda aynı hata oluşuyor çözümünü bilemiyorum.

simulator degil, emulator olacak. emulator kullanmadaki amacin ne? eger uygulama gelistirme yapiyorsan dogrudan telefonda yap. biz oyle yapiyoruz. kesinlikle en iyi yontem bu. amacin uygulamalari bilgisayardan kullanmaksa en iyisi genymotion maalesef.

gapps bulursaniz surkle birak yontemiyle google playi kurabiliyordunuz sanirim.

@crucio android sdk sini indirsem bluestack gibi gelişmiş emulator gelir mi yaninda?

sdk'nin icinde emulator var ama gelismisten kastin ne? emulator'u ayni bir telefon gibi kullanabilirsin. ama yavas calisiyor.

bence yaparlar. şansını dene dostum.

Ben hep aldım. Üstelik takım elbise ile ciddi ciddi gece yarısı bile aldım. Veriyolar yani.

çanta al yanına

Bizim mahalleye gelmedi o yasak. Sizin tekelciye de gelmemiştir.

ben vermem diyeni gormedim. kadikoy barlar sokagindaki tekelin sattigini uydudan bile gorebilirsiniz.
o kadar ciddiye almiyorlar sanirim.

dota 2 yeter.

www.bolumsonucanavari.com

outlast
cod ghosts
bf4
hitman absolution
skyrim +1

dota 2 seven var da bilgisayar müsait değil. neyse. :p

hearthstone +1
diablo 3
path of exile +1 ama softcore oyuncuysan diablo daha mantıklı bence
game dev tycoon oldukça zevkliydi.
binding of isaac keza öyle.

the walking dead

hitman: absolution

tomb raider(son çıkan)

Skyrim
Hearthstone
Dont starve
Game dev tycoon da iyi zaman gecirtiyor. Dont starvein yeni ekleni paketi cikti baya zorlasmis oyun. Cok eglenceli.

bardbarian'a da ben bakiyim. :p güzel havuz oluştu devam devam.

south park seversen south park stick of the truth da iyi.
dünyanın en saçma ve boş eğlencesi goat simulator var, yeni aklıma geldi.

plague inc: evolved var, yakında bir de update gelecekmiş.

portal 2 var, bakmak şart.

kalori hesabı çok saçma bir şey evet. kalorinin önemi çok düşük. hatta bana göre hiç önemi yok. ben de bir ara epey kilo vermiştim ve bir gün bile kalori saymamıştım, zerre önemsememiştim. sadece yediğim şeylerin içeriğine ve glisemik indekslerine dikkat etmiştim. ki önemli olanlar da bunlar zaten.

coca cola zero'nun içinde şeker yok ama bir milyon tane tatlandırıcı var. var olan her çeşit tatlandırıcıdan katmışlar nerdeyse.

ve sürekli bu yapay tatlandırıcıların obeziteye sebep olduğu ile ilgili araştırmalar yapılılıyor, haberler çıkıyor sürekli. vücudu kandırdığı için hormonların dengesini bozuyor vesaire kilo alımına sebep veriyor. yani 0 kalori diye sana kilo aldırmaz diye bir şey yok. içeriğindeki şeyler kilo almaya yol açan ve hatta obeziteye sebep veren şeyler.

dediğim gibi kalorinin önemi yok. önemli olan içerik.

abi şimdi kola konusunu bilmem de, sadece kalori hesabı yapmak sakat şey. kalori hesabı yaparken içerdiği yağ çok önemli eğer kilo vermek istiyorsan, diye biliyorum. yağdan ve şekerden uzak duracan her türlü.

Ozetliyorum sana:

Hani kufur olmayan ama kufur etkisi yapan sozler var ya, simdi bunu kolanin icindekiler icin dusun. Seker etkisi yapan seyler var ve bi kutu kola ~20 Kup seker degerinde.

gerçek kolanın içinde deli gibi şeker var.

diyet olanların içinde ise ne idüğü belirsiz bir sürü kimyasal madde.

bu kimyasal maddeler @localhost arkadaşın anlattığı gibi zararlı. içinde ne olduğu tam olarak bilinmiyor, obezite, diyabet, kanser her şeyi yapabilir.

bana da doktor diyet kolaların içinde bol miktarda tuz olduğunu söylemişti. fazla tuz almak da zararlı biliyorsunuz.

hatta şunu diyeyim coca cola zero normal koladan daha zararlı bana göre. normal kolada tek çeşit şeker var en azından ve vücudu kandırmıyorsun. bu zeroda şeker almıyosun güya ama onun yerine çok daha fazla sayıda zararlı şey almış oluyorsun vücuda.

o şekerler de gerçek, doğal şeker değil zaten.

glikoz şurubu :(

bütün marketler yapay, hormonlu ve hatta bağımlılık yapan sağlıksız maddelerle dolu. biraz uyanalım.

ayrıca zero gibi kolaların içinde ne olduğuna dair: (bkz: aspartam) çoğu light şeyin içinde bu aspartamdan var.

sağlıklı besleniyorum ayağına yapılan üç büyük yanlış var.
Kalori hesabı yapmak, ben kilo vericem deyip light ürünler kullanmak (yoğurt, bisküvi, cola, burger king falan) bir de doğal bir şeyy yersem kilo almam demek.

Birincisi vücudumuz termodinamik ilkelere kusursuz uyan bir makine değil dolayısıyla giren enerji, harcanan enerji hesabı mantıklı değil. Sen her üründen aynı kaloriyi elde demiyorsun, her ürünü aynı verimle işleyemiyorsun aynı zamanda aynı kaloride iki ürün de vücuduna aynı etkiyi yapmıyor. Aynı kaloriye sahip iki yiyecek aynı şekilde insülin salgılanmasını sağlamayabilir.

İkincisi, diyet denilen ürünler (light) işlenmiş bir ton kimyasal süreçten geçmiş ürünlerdir. Diyet olması için içine bir ton madde katıldığı da olur (kola, diyet bisküvi vs.). Hatta diyet çikolata falan yapmışlar geçen gördüm. Tamamen insanlara vicdan mastürbasyonu yaptırmaya yönelik bir endüstri haline geldi. Çikolata yiyorum ama bak kilo yapmıyor diye kendini kandırıyor insanlar. Sonra vay efendim su içsem yarıyor yhaa!!!bir111!!

üçüncüsü doğal olan her şeyin sağlıklı ve kilo aldırmayan şeyler olduğu yanılgısı. Meyve tatlı gibidir, oldukça yüksek şekerli meyveler var. Dolayısıyla bu meyvelerin diyet yapıyorum meyveye abanayım deyip çokca tüketilmesi de sağlıksız ve vücuda giren gereksiz şeker miktarını arttırır.

Bunun yanında yağdan uzak dur gibi bu üçü kadar olmasa da bir yanlış anlaşılma var. Yağ ama hangi yağ? Margarinden uzak dur. Eve margarin sokmaya çalışanı sopayla kovala. Ama gidip de yağsız yemek yemeye kasma. Eti yağsız alma. Zeytinyağlı yemekler ye (sadece zeytinyağlı yemek tüket gerisini boşver değil de zeytinyağlıdan kaçma demek istiyor şair), tereyağında yumurta yap ama yüksek sıcaklıkta pişecek yemeklerde kullanma tereyağını da zeytinyağını da. Yok kanolaymış, ayçiçekmiş, fındık yağıymış falan bunları kullanma. Zaten yüksek sıcaklıklarda hangi yağ olursa olsun pişirmemeye çalış. Yani kızartmalardan uzak durmaya bak.

Şekerin her türlüsünün alımını mümkün olduğunca azalt. Vücuduma şeker girmezse enerjisiz kalırım deme vücudunda yağlar boşuna depo edilmiyor. Vücut hazırda zaten harcamak için şeker bulunduruyor. O azaldıkça yağlardan yeniden enerji elde edebiliyor. Enerji için illa şeker yemene gerek yok.

Karbonhidratı kes yanına yaklaşma demek de doğru değil mesela. Fındık, badem, ceviz ye ama kavrulmamış olsun. Yüksek sıcaklıkta bunların kavrulması çok sağlıklı değil. Çiğ çiğ yiyebilirsin.


Dolayısıyla eğer amacın sağlıklı yaşamaksa da zayıflamaksa da bu dediklerimden uzak durduğun ölçüde amacına yaklaşırsın. İlla tatlı yiyecem ben öyle ömür geçmez diyorsan 10 günde bir ye tatlını nefsin körelsin. Ama tatlıyı hayatının parçası yapma. Her öğünde yeme mesela. Kola için de aynı şey geçerli. Kolasız olmaz illa içecem diyorsan 10 günde bir içersin. Hayatına devam edersin.

Ya da en olmadı her gün 10-12 km arası yürü kolanı da iç. Ama eğer bu kadar yürümem ben diyorsan başka yerlerden fedakarlık yapman gerekecek.

kalori önemli ama temiz beslenmek hepsinden önemli. az kalori alırsan zayıflarsın. zero ile beslen, zayıflarsın ama deri altı yağ % miktarın artar

edit: kolada ne olduğunu bilmiyorum hiç bakmadım. şeker olduğunu varsayıyorum.

selam!

özet cevap:
kalori hesabı yapmak, sağlıklı yaşama yeni geçiş ve bu işleri yeni yeni öğrenme aşamasında oldukça önemlidir. yediklerinde enerjinin yanı sıra içerik olarak neler olduğunu da bilmen lazım ama. yani kalori ve makro hesabı yapmalısın.
zero kola ise içerdiği yapay şekerden ötürü insülinini zıplatır, bu yüzden içilmemeli.


gelelim uzun anlatıma:
şimdi şöyle düşün, hiç kafanı zero ile falan karıştırmayalım.
örneğin 1 paket eti hoşbeş yaklaşık 200 kalori. senin hesabınla sen bu hoşbeşden istesen günde 9-10 paket yiyebilirsin başka hiçbir şey yemeyerek ve 2000 kalorini bu şekilde doldurabilirsin.
mantıken ve teorik olarak eğer sen 3000 kalori dolaylarında yakıyorsan günlük ve 1 hafta bu "hoşbeş diyeti"ni yapsan 1 kg net vermen gerekli 1 haftanın sonunda.(1000cal x 7 = 1kg hesabından)

peki verir misin gerçekten? olabilir, evet.
peki ne işe yarar? hiçbir işe.
niye? çünkü sağlıklı beslenmedin.
niye kilo vermek istiyorsun: daha sağlıklı olmak ve görünmek için.

eğer 2000 kalori ise günlük yemen gereken miktar, bu kaloriyi sana en faydalı besinlerle doldurman mühim olan. koşullar izin verdiği ölçüde elbette. %90 oranında "temiz" beslenmeyi (yani içeriğini bildiğin ve sana faydalı besinlerle beslenmeyi) başarırsan bu gayet iyi bir oran.

gelelim zeroya.
zero ne işe yarıyor: hiç.

peki zeronun bütün diğer sağlıksızlıklarını bir kenara itsek ve sadece teorik olarak kilo vermeye etkisini düşünsek: (not2ye cevaptır) evet kalorisi yok ancak vücut bunu o şekilde algılamıyor. aynen o oranda şeker tüketmişsin gibi algılıyor. yani insülinler, açlık hormonları vs.ler yine hopluyor sen zero içince. yani çok kısa süre sonra yine acıkıyorsun ve hormonlarının seyrini bozuyorsun vs. üstelik alışkanlık da yapıyor.
ama güzel tarafı diğer bütün pis alışkanlıkların aksine 1 hafta bile içmesen kendini unutturuyor.

yanisi: ayda yılda 1 bardak içeceksen normalinden iç. (hatta yeşili çıkmış şimdi bağzı ülkelerde, keşke ondan bulsan ondan içsen :P)
yanisi2: kalori hesabı yapman neyde kaç kalori olduğunu öğrenmen açısından önemli. kısa süre sonra, dışarıda bir şey yerken otomatikman "hmm bu olsa olsa 300 kaloridir" diyebilmeye başlarsın ve 3 aşağı 5 yukarı da tutturursun. ancak yediklerinin içinde ne var bunların da takibini yapmalısın. bir sistem oturtmaya çalış bu anlamda da. böylece bir tabak yemek yerken o tabaktan neler alıyor olduğunun sadece enerji anlamında değil içerik anlamında da farkında olursun. buna göre diğer öğünlerini ya da ertesi günününü dengelersin. atıyorum "dün az protein yedim, bugün biraz protein yiyeyim" gibi. "kaç gündür muz yemedim bugün bir tane yiyeyim de biraz potasyum alayım" gibi. "şu salataya 1 kaşık zeytinyağı dökeyim, yağsız beslendim bu ara" gibi.

vay arkadaş kimsede "göbeğe gitmiyor" diyememiş. Göbeğe gitmiyor.
Ayrıca termodinamiğe kusursuz uyan bir makina değil demiş bir arkadaş. Üzgünüm dostum bunu termodinamik ilkesiyle çürüteceğim. hehe :)

Göbek yağ demek yağ kalori demek.
Kola içerek yağ üretemezsin, o kola yağa dönüşecek kadar enerji barındırmıyor. O üretilen yağın kaynağında yağdan fazla bir enerji olmalıdır.
Dağılabiliriz.

Birde dilin kimyasal ile kandırılıyor o kadar.

Ha obeziteye neden olabilir. Bazı hazır yiyecekler, iştah açabildiği için, daha fazla yedirip doyma hissini kaldırabiliyor. Bu demek değildirki 0,5 kalorinin göbek yaptığı...

Kesinlikle kalöri hesabına devam etmelisin doğru yoldasın. Aynen senin gibi yaparak günde 1400-1500 kalöri artı haftada 3 gün 2 saat sporla (1 saat kardiyo bir saat ağırlık) hem kas yaptım hem de 5 ayda 18 kg verdim.

Myfitnesspal isimli uygulamayı kullandım kalöri saymak için. Şu anda herhangi bir programa ihtiyaç duymadan her şeyin kalörisini aşağı yukarı hesaplayabiliyorum. Bu iş saf matematik, kilo vermek matematikle olur ancak. Bilerek ve bilmeyerek herkes matematiği kullanarak veriyor. Ama bunda önemli olan sadece kalöri matematiği değil. Aldığın besin maddelerinin oranı da önemli. Protein, karbonhidrat, yağ , vitaminler hepsinin matematiğini tutturmak lazım. Neyse bu uzun konu.

Diyet kolayı ben de kullanmıştım baya kalörisi yok diye ama denildiği gibi bununla ilgili araştırmalar mevcut. Normal koladan daha çok kilo aldırdığı vs. iddia ediliyor. Bununla ilgili net bir makale bulamamıştım ancak tekrar bakmanın zamanı gelmiş bir göz atacağım. Ancak vücuttaki hormonları etkiliyorsa ki özellikle insülini yağ yapımını arttırması olası. Çünkü karşılanmamış insülin yağ depolanmasına neden oluyor.

uğraşıp uzun yazıyorum okumadan çıktım diyeni nick altında rezil ederim:

tanrı'ya cevap:
göbeğe kendi gitmez, gitmeyecekleri göbek yoluna düşürür.

metabolizma işlerinde belirli pathwayler var. mideden şekeri sokarsan, enerji üretirsin. enerji sana yetecek kadar varsa ama hala şeker sokmaya devam edersen o çat diye yağa dönüşür, zor günlere saklanır.
zerodaki aspartam mıydı neydi, o arkadaş sisteme girdiğinde bir şeylerin düzenini bozarak normalde yakmaya(yani ernerji üretmeye ) gönderilecek şekerleri de yağa dönüştürtecek şekilde yanlış uyarıyor sistemi.
bu nedenle kendi kalorili değil, kilo aldırmaz. ama kilo aldırır.

kalori hesabına gelirsek, kalori hesabı yemekleri bildiğin oksijenle ateşle yakarak yapılan bir hesap, laboratuvar ortamında.
vücutsa onları ateşle yakmıyor. sindirebildiklerini enerjiye dönüştürürken ortaya su karbondioksit falan çıkarıyor ama hiç biri bilinen yanma reaksiyonu değil. solunumun farklı farklı basamaklarının ürünleri bunlar. kafamız burada karışmış zaten.

üst paragrafta kilit nokta "sindirebildikleri". misal sen selüloz lifi al bi avuç,yak, oo kalori!
at onun yanmammışını ağzından, olduğu gibi s.ç sonra. ne oldu? e o kadar cetveldeki kaloriler?
tam tersi, glisemik indeks mevzu.
bu glisemik indeks denilen nane yediğin ve sindirdiğin besinlerin kana karıştığında pankreası uyarıp kana ne kadar/ne hızda insülin salgılayacağını söyleyen zımbırtı. insülin ne yapar, hücrelerin etraftaki sıvıda(kan/doku sıvısı) bulunan şekeri almanı sağlayacak hücre zarı reseptörlerini uyarır. yani insülini salgılarsan şekeri hücreye hop çekersin, kanda şeker düşer, hücrede artar, gereğinden fazla hücrede artarsa başa çıkmak için onları yağa çevirir
hücremiz. glisemik indeks de burada devreye giriyor. kanda yeterli şeker varsa insülini azcık azcık salgılatıp hem hücrelerin gözünü doyurmayı hem de kandan şekeri yavaşça çekip açlık hissini ertelemeyi sağlayabilirsin. bu da glisemik indeksi düşük gıdaların yaptığı şey.
yani, kalori hesabı kendini kontrol etmende iyidir, mistir. ama kesin doğruyu vermez, sana kendini görmene yardımcı olduğu için avantaj sağlar. tam kontrol için: lif içeriği yüksek, glisemik indeksi düşük, kalorisi kontrollü beslenmelisin.

oh bitti.

Vücut karbonhidratı şekere dönüştürür ==> Şekere dönüşen karbonhidrat, insülin yardımıyla, yakıt olarak depoalanmak için karaciğer ve kas hücrelerine girer. Bu noktada, siz eğer 10 tane kola içerseniz ihtiyaç fazlası şeker alımı yaparsınız. Muhtemelen yakıt depolarınız da dolu olacağı için o şeker hücrelere giremez, bu sefer de yağ sentezine başlarsınız. Fazla şekeri yağ olarak depolarsınız. Yani "Şu kadar kalori almam gerekiyor, onları koladan alsam da olur" diyeceğiniz kadar güzel bir dünya yok ne yazık ki.

Ek: eksisozluk.com

Kolanın içinde tatlandırıcı kalori içermiyor ama, erken acıkmana ve insülin direnci oluşmasına sebep oluyor. Normal kola'dan daha sağlıksız bir şekilde kilo aldırıyor yani.

Bu konu hakkında çok detaylı bir meta-analiz:

www.ncbi.nlm.nih.gov

Biraz uzunca, özet geç piç diyenler için;

Genellikle diyet ürün tüketenlerin kilo almaya meyilli olduğundan bahsetmişler. Yani diyet ürünler "kilo verdirmiyor" tezi vurgulanmış aslında. Ama metabolik olarak diyet ürünlerin şekerin yaptığı etkiyi yapıp yapmadığı konusunda tam bir netlik mevcut değil. Yapılan çalışmalarda çok değişik parametreler mevcut ancak hep birden fazla değişkenli.

Neyse özetten biraz fazla oldu ama netice olarak en iyisi şekeri tümden çıkarmaktır diyor. Yerine koymak yerine yavaş yavaş azaltmakmış. Yapay tatlandırıcı kullananlar psikolojik olarak daha çok kalöri alma eğiliminde oluyorlarmış.

love geçiyor diye.
ben sanmıyorum ama da cevap budur.

ben bildim bileli erkeksin sen
femine bir cevabınıda görmedim hiç

gayet yaraklı kürekli küfürlü yazdığım halde beni de kadın zannediyormuş birçok kimse.

evet ismindeki love yüzünden. benim de ismimdeki "su" yüzünden. pelinsu falan gibi bir nick sanıyorlar galiba.

edit: bir sürü mesaj geldi "abi sen kadın değil miydin" diye.

Belki son tüy muhabbeti etken olmuştur :) ama love ile başlaman etken..

Ben hala kadın zannediyorum :/ Üstüne üstlük kaç defa böyle çemkirdiğini gördüm, ben erkeğim diye ama benim kafamda hala kadınsın :/

evet love geçtiği için nickte, öyle zannediliyordur. ama ben kadın olduğunu düşünmedim. geçen gün ben de bunun ters versiyonu duyuru açmıştım. biri mesaj attı bana, gıcık oluyor bana belli. önce hakaret edip, sonra 'senin erkek olduğunu duyurunun %80'i biliyor' dedi.istatistik bile tutmuş ve çok emin erkek olduğumdan hatta ben de bile soru işareti oldu, şüpheye düştüm. acaba erkek olabilir miyim diye, 30 yıldır kendimi yanlış mı biliyorum diye. sonra bir azarladı, bir azarladı hala ağlıyorum :)))))

o nick love diye başlıyor, book diye bitiyor. yani sen bizim için kadınsın. o kadar.

seni tenzih ederim ama; ibnemsi, gayimsi, kadinimsi kelimelerden uzak durmaya calis

"açıklayıverin, allaseniz, edicem vs vs.."


** isi garantiye almak istiyorsan aralara "la" ekle. kavruk anadolu agziyla " bu boyle olmadiya la..." vs

ben eski duyurularını görmedim ama nickten sorsalar kızdır derim. aşkmış flipbookmuş bunlar delikanlılığa mahal hareketler.

nickden ötürü.

love+book
eski duyurularini bilmiyorum bile. Ama love yetiyor.

oha sen erkek misin? ben de nickten dolayi hep kadin dusunmustum seni :/ onyargi kotu bisi

vay anasını sayın seyirciler. ya kelimelerin cinsiyetini, ya da toplumun cinsiyetçiliğini keşfettim sayenizde :)

hiç düzgün konuşan, "love" diyen, flipbook fırtlatan erkek görmediniz mi la? (bak; "la") :)

flipbook ne lan?

love in a flipbook: www.youaremyfave.com

bunu nick yapan insan da kesin kadındır diye düşünüyo işte insan.

Şimdi baktım duyurularına, hepsine değil sadece son bir sayfaya en yeni olanlara ve şunu diyebilirim hem nickin dolayısıyla hem de her şeyi sormuş olman sebebiyle seni kadın zannedebilirdim(her şeyi de sormuşun be aga).Ama şu Yolandi ile alakalı duyurun seni gözümde erkek yaptı, bir de pembe çoraplı olan.

kadın olmayı neden düşünmezsin ki? dünyanın sonu mu yani

@rottinghorse duyurularıma yanlış cevaplar alıyorum zaman zaman.

@pandispanya o flipbooku tutan el kadın eli değil bence.

haci bu nickle bile beni kadin zannedenler var. she'den sonrasini okumuyorlar galiba.

@love: (eheh:p), flipbook'u tutan el erkek de, nick direkt o flipbookun kendisi izlenimini bırakıyor, onu diyorum :)

ben de kadın sanıyordum.

daha önce görmemiştim bile.

Yazan oldu mu bilmiyorum ama yıllar evvel bir sözlükte kadın nicklerinin birleşik, erkek nicklerinin ayrı olduğunu okumuştum. Tabii istisnası vardır da bunu okuduktan sonra baya aydınlanmıştım ben. Cidden çoğu kadın nickininde space kullanmıyor. Sen de kullanmamışsın, bir de dendiği gibi love book falan vuhuu!

ben seni ilk defa goruyorum

ben o son kısmın flipbook olduğunu şimdi gördüm
çok hızlı okuyorum duyuruları, kimse kadın mı erkek mi düşünmüyorum zaten çoğu duyuruda ne alaka cinsiyet. ilişki sorularında vs. ise cevap verdiklerimde hep cinsiyeti doğru tahmin etmişim gidip senin duyurularına bakayım efemine bişey görecek miyim :)

Geriye donus yok. Parallaxi ayarlar-genel-erisilebilirlik-hareketi azalt'i acarak kapatabilirsiniz.

ingilizcesi reduce motion ise bende zaten off muş o :/

on yapicaksin zaten

oo oldu teşekkür ederim.. bu renkler
matlaşabilir mi eskisi gibi peki?

Microsoft one drive indir telefonuna.cloud hizmeti.10 gb veriyor.butun resimlerini ona at.sonra telefonundan resimleri sil.istedigin anda cloudtan ulasabiliyorsun,normal telefon hafizan gibi indexli gozukuyor.kafani karistiracak bir islemi yok.hemde icloudu cok mesgul etmemis olursun,ilave icloud 5 gb backup yapiyor kalan bilgilerinde sikinti olur kayip,bozulma durumunda boyle resimlerin garantide.

dropbox'a yedekleyebilirsiniz, tabi bizim internet hızımızla 10 gb fotoğraf ne kadar sürede yedeklenir bilemem. dropbox uygulaması ile istediğiniz zaman erişebilirsiniz fotoğraflarınıza da. müzik depolamak yerine spotify gibi çözümlere gidebilirsiniz, kısacası tüm hizmetleri buluta taşıyabilirseniz, 13,4 gb'ın nerdeyse tamamı boş kalır. fikir yürüttüm sadece.

şimdi o yemekten bize de ikram etmek durumundasın, bu saatte bizi acıktırdığın için.

@vfgerty 1 saat suda kaynatmak pek aklıma yatmadı ama aklımın bir köşesine yatırmaya çalışacağım:)

Bi ete pişti diyebilmek için 2 saat Ocak'ta kalması lazım.

tencerede 40dk kadar ön pişirme yapıp borcam içerisinde 20-30 dk fırınlayabilirsiniz diye düşünüyorum yemeği.
ya da eti önceden pişirip direk fırınlasanız da olabilir.

bir de tamamen kişisel tercih ama ben taze fasulye koymazdım ve sarımsağını da bütün bütün ve bol tutardım.
afiyetler olsun.

önerileriniz için teşekkürler arkadaşlar, son anda karar değiştirebilen birisi olarak malzemenin 3/4'üne yakınını güveçte kısık ateşte 2 saatin üzerinde pişirdim, geriye kalanını ise fırın torbasında yine farklı sebzelerle 1 saat civarında fırında yaptım, ikisi de tam istediğim gibi oldu. muhtemelen güveçte yapmasaydım bu lezzeti yakalayamayacaktım, 20-25 lira civarı zaten ort. güveç fiyatları, her eve lazım:)

uzantısı değiştirip wordle falan açmayı denedin mi?

Tek tek printscreenle alsan bi saate halledersin..

epubee.com

bunlar falan işe yaramıyor mu, denemedim ama aklıma geldi sadece.

normalde pdf leri photoshop açabilyor, photoshopla açıp psd uzantılı kaydetmeyi denesen?

edit :

blog.the-ebook-reader.com


screenshot programıyla kasmak yerine drm i kaldırmaya bak

Cevaplar için teşekkürler.
Uzantı değiştirmek olmuyor.
550 sayfa döküman tek tek print screenle çok zor, denedim. Sayfalar ekrana sığmıyor, çözünürlük düşüyor, bir sürü photoshop işi var. En az 6 saat sürer. Ayrıca tekrar OCR yapılacak. Gerçi başından beri işi çözmek için daha çok zaman harcadım. Ama inada bindi.
Photoshop açamıyor. Blogda yazanı da denedim. Dawsonera'nın kilitlediği PDF'leri açmıyor.
Online tüm converterleri denedim sanırım.

dawsonera'nın drm'ını kaldırmak için şurda yazanları denediniz mi?

tr.scribd.com

smiley yerine :) ya da ) gelecke sanırım.

Ubuntu'da print screen tuşuna basınca tekrar painti açıp yapıştırmak gerekmiyor. Direk masaüstüne jpg olarak atıyor. Hem linuxtaki PDF programlarını da bi denemiş olursun.

www.wondershare.com

bir de boyle birsey var.

nitro pro pdf ile ocr akar. ama önce o güvenlik seysi kaldirilacak.

Teşekkürler.
@eksi sozlukte eksiyen adam fiddler yöntemi çok mantıklı görünüyor ama işe yaramıyor. Büyük ihtimal adobe doğrulama adreslerini değiştirdi.
Linklerde verilen program veya onun gibi en az 10 tane programı denedim. Hiçbiri çalışmıyor. Özellikle sizin linkte verdiğiniz PDF şifresi soruyor ki zaten bilsem o programı kullanmama gerek yok.
Denemediğim sadece linux kaldı, ona da çok uzağım kurup bakmak lazım.

1 diyorum

1

kendine hiç vakit ayırmamışsın be başından hata yapmışsın. Mezun ol beklemeden askere git. gel hemen işe başla.

Ee sen kendine hiç vakit ayırmayacak mısın? Bu kadar acelemi tüm bu işler?

okul bitmiş, askerlik tamam, iş de hazır, garantici adamsın senin bekleyenin de vardır evlenirsin yakında, bize senin bebeye allah analı babalı büyütsün demek düşer artık:)

3.

3

3

(bkz: office for mac 2011)

boyle yuklenir, halis muhlis microsoft office

p2p ortamlarında güzelinden de bulursun office'in. biraz office for mac diye ara.

open office yükleyebilirsin eğer orijinali satın alamıyorsan. open office açık kaynak programı, gayet kullanışlı.

excel kullanmayacaksan, macbookunu da yeni aldıysan iWork programlarını öneririm, basit işler için çok iyi iş görüyorlar, ve native icloud desteğiyle sürekli bulutta duruyor dosyaların.

ha excel lazım dersen malum ortamlarda var office for mac

davutpaşa metrosundan in, karşında hemen göreceksin, karşıya geç. içerideki ring otobüslerine binebilirsin, birisine kart bastırırsın 25 kuruş çekiyor. yemekhanede inecem dersin, ya da birine sorarsın yemekhane nerde diye. karşında orta bahçeyi göreceksin orası fenedebiyat'ın bahçesi.

Oluşabilir de oluşmayabilir de. HDTune ile bakabilirsiniz. SATA3 gözüküyorsa sorun yoktur. SATA2 ise ve HDD takılı olan yuva SATA3 ise kapasitesinin altında kullanıyor olabilirsiniz.

ssdyi hdd'nin yerine, hddyi cd yerine takın bence.

çünkü ssd'ye işletim sistemi kuracaksınız, dvdrom yerindekiler boot edilemiyor diye biliyorum. öyle kalmış aklımda.

unlocked alman lazım. AT&T falan alırsan çalışmaz burada.

pili değişir ama önermem.

4s almanı asla tavsiye etmem. ya 4 al, yada 5 veya 5s.

edit: 5c yazmışım, düzelttim 5s olacak.

1- Bad ESN CDMA telefonlarla ilgili bir şey. düzelse bile cdma old. için tr'de kullanamazsın.

2- icloud lock'luysa %90 çalıntı maldır. bulaşma

3- Sprint yanlış bilmiyorsam CDMA'di. senin GSM ve unlocked telefon alman lazım.

4- 4 al diyen arkadaşlara kulak asma. şu devirde 4 alınmaz. 4s varken neden 4 derler bilmiyorum. zaten 4 üretimden/satıştan çekildi. tr'de elde kalmışları kitliyorlar.

5- şimdi gelen telefona bir de pasapaort kayıt parası binecek. almışken iyisini al bence 4s de alma. 5 bulabilirsen al bence hem daha ucuz olur 5s ve 5c ye göre. eğer 4s alırsan max 1 sene sonra telefona küfretmeye başlayacaksın.

At&T denilen mesela avrupada sadece orange'ın çalıştığı telefonlar oluyor, kontratlı ama onları burada kırabiliyoruz.. o değil mi? yanlış mı anlıyorum? :)

4, 4s ve 5s kullandım.

4'den sonra 4s aldığıma çok pişman olmuştum. aradaki fiyat farkı için kesinlikle deymez. neyse. keza bence 4 de 4s de alınmaz. ama el mahkumsa ben 4 alırdım, nitekim kız arkadaşıma 4 aldırdım.

bad esn, icloud lock bunlara bulaşma asla.

kırabileceğin telefonun ios'u, firmware'i hepsi önemlidir. bunları inceleyip alman gerekir, ama tavsiye etmem.

4s yerine 4 al diyen hangi kafayı yaşıyorsa ben de ondan istiyorum. çok bir şey biliyormuş gibi konuşmuş bir de aradaki farka değmez bilmemne diye. ne tipler var ya.

şu çok bilmiş arkadaşlar azıcık bilgilerini aktarsa da insanlık faydalansa.

4s dediğiniz telefon çok zayıf bir tasarıya sahiptir, başta ısınma problemi ve bunla alakalı olarak batarya problemi sıkça yaşar. 4'e göre hiç uzun ömürlü değildir. evet, işlemci olarak üstündür. evet, grafik işlemcisi de üstündür. ama bütün bu özelliklerinin yanı sıra çok problemlidir.

buyurun; www.google.com.tr

hakkını vererek kullanılmayacaksa 4 almak daha mantıklıdır. hakkını vermekten kastım sık sık panorama resim çekilmeyecekse, siri kullanılmayacaksa(ki o türkiyede mümkün değil, aynı zamanda jb ile 4'de de mümkün), bu durumlarda bile üstüne konup 5 veya 5s alınmalı.

BU PAHALI ABİ BU DAHA İYİ kafasını ne zaman bırakacaksınız bilmiyorum. bir halt bilmeden yorum yapmaya da ayrı bayılıyorsunuz.

oyun oynamak için bir bilgisayar istiyorsanız kendiniz toplayın, laptopta oyun oynanmaz.

işte monsterı taşıyamayacaksın. monsterı olan arkadşalarım laptop diye aldıkları güne lanet ediyorlar, 5kglık aleti anca sırt çantasında taşıyabiliyorlar ve sırtları koptuğundan aldığım günün amk diyorlar.

monster kullanıyorum şurada tecrübelerimi paylaşmıştım : antik.eksisozluk.com

ön sipariş sistemi kalkmış artık stoktan yolluyorlarmış artık ki, bu baya iyi olmuş. sipariş sonrası,teslim öncesi sıkıntılarını çekmezsin

Ben monster kullanıyorum sanıyorum 2 seneyi bitirdim, nazar değmesin hiç sıkıntım yok.

Benim laptop sıkıntılı geldi mesela, ram bozuk batarya vurgunluydu, aradım bir guzel ilgilenip geri yolladım kargo ile 1 gun sonra tekrar kargoya verip duzelmiş bi şekilde ulaştırdılar.

daha sonra windows lisanslı urun aldım laptopuda yollayıp onlara kurdurdum, burun kıvırmadılar servis parasıda almadılar ustune.

ama gerçekten taşıyacaksan omuzda uzun yol yurutmez seni bir bataryası var 1 kg. ama benim pc 17 inclik olanlardan 15 incler daha dusuktur. ama ağırlığını dert etme monster al derim

edit: laptopta hayvan gibi oyun oynuyorum.

teslimat sıkıntısı yaşamamak için yazı bekle. 700 serileri direk teslim indirime girer. ben kullanıyorum gayet memnunum işlemcim 80 derece görmedi daha, tabii ms kasa için konuşuyorum clevo kasalardan uzak dur.

evet bir masaüstü performansı alamıyorum ama en azından yan odaya götürebiliyorum sırt çantasına koyup ağır da olsa götüremiyorum monster taşınmaz diyenler masaüstü bilgisayarları ne yapıyorlar acaba ? ayrıca laptop batarya ile 3.5 kilo civarı adaptör girince işin içine artıyor tabii ama 5 kilo taşımakla klavye mouse monitor kasa taşımak arasında büyük fark var.

Preferences'ta subtitles bölümünde encoding'i windows-1254 falan yapmayı dene.

- vlc player'ı açıyoruz
- cmd + , 'e basıyoruz yani cmd ve virgül tuşuna.
- yukarıdan altyazıya geliyoruz.
- varsayılan kodlama türkçe(iso 8859-9) yapıyoruz.

Cevaplar için teşekkür ederim.Dediklerinizi yaptık, sorun devam ediyor.Sorun sadece vlc'de değil sanırım. Bilgisayarda yazıyı c/p yaptığımızda da Türkçe karakterleri algılamıyor. Nasıl düzeltebiliriz?

Terminal'de locale yazınca ne çıkıyor?

@alperz sorunu hallettik, teşekkürler:)

Hevesim kacti benim ya

@hjärte bana yok mu

iş görüşmem var yarın, olursa sana bişi ısmarliyim mi rock n roll, çikolataya batırılmış çilek falan göndermek istiyorum ofisine

tedxreset'deki ilk günümün yarısını yakacağım. bağrım yanıyor.

@sezar dahi anlamındaki -de ayrı evladım.

hjarteblod, teşekkür ederim.
umarım işi sen alırsın :)

Vizeler bitti. Bi sınav hariç hepsi iyiydi (80+)

Sen görmeyeli feminikliğini kaybetmişsin gibi geldi bana.

armagan, feminist doğdum, feminist öleceğim :)

vizeler geliyor, ders çalışmıyorum onun yerine kişisel projelerimle ilgileniyorum. doğru mu yapıyorum bilmiyorum. onun dışında sıkıntı yok. senin de her şey yolundadır umarım.

Birinden hoşlanıyodum, bugün bir şeyler sordum ilk defa muhabbet ettik, yani yardımcı oldu aslında ama, başka bir cevap verseydi bi kere daha görüşme imkanımız vardı, vermedi. Sanırım çok da hoşlaşmadı benden. Yarın da üç tane sınavım var, doğru düzgün üzülemiyorum bile.

Böyle yani, umarım sen iyisindir.

olmaz mi? isyerinde gene problem var. muhtemelen bu isten de kovulacam. hapistekiler gibi aglamak istemiyorum ama cidden hep sansizliktan ve kotu kalpli oclarina denk geldigimden boyle oluyor. en sonunda ya kendime ya onlara buyuk zarar verecem o olacak. neyse bikac film izleyip rahatliyim.

oooo yaramazlıktan çok ne var

ben de iyiyim arkadaşlar sağolun.

İşyerindeyim yeni uçak geldi testlerini yapıyoruz bi yaramazlık çıkmadı henüz rüzgar çarptı biraz hepsi bu

hayatımda iyi giden bişey yok alksdjasld

yaramazlıktan bol ne var. bin yıldır haftasonlarım boşken bu haftasonu iki farklı İstanbul programından birini (aile vs. arkadaşlar) bir dahaki haftasonu da önemli bir yarışmayla biletleri çok önceden alınmış yurtiçi gezisinden birini seçmem lazım. şansımı seveyim.

bizde normal.

adblock plus.

uygulamanın orjinal dili o olmasın, çünkü uygulamalar sistem diline bakıp ona göre eğer lokalizasyon varsa o dili yükler, yoksa varsayılan olarak atanmış dil hangisiyse onu yükler.

Hayır uygulamanın dili ingilizce. ama sorunu çözdüm, buraya da yazayım belki ilerde birilerinin işine yarar.

Genel ayarlardan telefonun dilini değiştirdim, daha önce Türkçe idi, İngilizce yaptım. Çince görünen programa tekrar girdiğimde İngilizce olarak değişti. Sonra tekrar genel ayarlardan telefon dilini Türçe yaptım, uygulamaya tekrar döndüğümde İngilizce olarak kullanabildim.

evet bu aralar birkaç kişide gördüm bu sorunu. sebebi söyleyeyim;

telefonunuz türkçe diyelim. genel-ayarlar-uluslararası-dil kısmında bir sıralama vardır (bizde türkçe-ingilizce... diye gidiyor mesela) bi uygulama indirdiğinizde ilk sıraya bakar. eğer o dile destek yoksa ikinci sıraya bakar. normalde bu ingilizce olduğu için sorun olmuyor. ama siz bu sıralamayı değiştirmişseniz (çinceyi bi deneyeyim falan derken) ikinci sıraya geçen dile öncelik veriyor uygulama.

sıralamayı değiştirmek de dediğiniz gibi. önce tel dilini ingilzice yapıp ardından türkçe yaparsanız ilk iki sıraya tr ve ing gelir. zaten hemen hemen her uygulamanın ing desteği var.

alkol satabiliyorsan tekila standı aç deli para kazanırsın.

sigara sat bence.

yiyecek olylarına gir bence. hem alkol-sigara gibi sıkıntısız olur, hem iyiysen ve ucuzsan deli gibi satarsın. sürümden kazanacan zatne. sosli, bardakta mısır, tavuk-pilav vs

alkol satılabiliyorsa alkol.
ben en çok langırta para veriyorum valla.insanlı langırt da iyi bi yatırım olablir böyle milleti falan bağlıyolar. o da olmadı waffle olabilir

içki sigara yasak hocam ne yazık ki

evet bazı ülkelere ofis açıyormuş. ama son ana kadar (türkiyedeki gibi) diretiyormuş. sadece tw değil google fb filan da aynı. kısmen hakllar. çünkü bi ülkede vergi ödüyorsan başka ülkede aynı ürün için vergi ödeyemezsin. bunun uluslrarası bir yasası da var. ama bunlar da sanal durumda olduklarından yasaların açıklarından yararlanıyorlar veya vergisi az karayip ülkelerine filan gidiyorlar "bakın ödedik" demek için.

Türkler sosyal medya alanında faaliyet gösteren firmaların vergilendirilmesi için Hollanda'dan Xenon adlı bir program edinmişler. Alışveriş ile reklam gelirlerini tespit ediyomus program. Konu vergiyse türkler affetmez alimallah. Ha bu kadar ince düşünen bir vergi sistemi kendi içinde en azından ödeme kanallarında gelişmiş olsa bari.

dün biri twitterda yazmıştı, twitter burdaki reklamları bir ajans aracılığıyla hallediyormuş. dolayısıyla burda kazandığının vergisini de ödüyormuş.

twitter aslında vergisini ödüyormuş ki. twitterın türkiyedeki reklam işlerini türkiyede bi ajans yönetiyormuş dolayısıyla her şey faturalı, vergilendirilmiş. teknoseyirde levent pekcan'dan duymuştum.

twitterdan önce aliexpressten, dealextremeden vergi istesinler amk.

konudan biraz cikiyor gibi olacagim ama turkler once buyuk sirketlerden vergisini toplasin. twitter onun yaninda biraz devede kulak.

steam for mac var, mac uyumlu oyunları satın alabilirsiniz, ben hearthstone, don't starve falan oynuyorum.

mac tips için de türkçe olan sihirlielma.com adresine bakabilirsiniz.

olur, abicim sen yaparsın bilgisyarcıya sakın verme. driverlarını önceden indirip ayrı bi usb belleğe atmayı unutma. ilk formattan sonra wifi kartını görmeyebilir çünkü.

torrent'ten çekeceğin şey iso zaten?

@e.s.e.a tamamdır, teşekkürler uyarı için.

@golan aynen torrentten çekeceğim iso da, hani sıkıntı olur mu diye sormak istemiştim ben. o zaman o iso dosyasını usb belleğe attıktan sonra gönül rahatlığıyla format atabilirim sanırım.

bir de aktivasyon için benim laptopun altında serial yazıyor, o yeterli olur mu?

iso'yu usb'ye şu programla at/aç (Microsoft'un kendi programı): www.microsoftstore.com

Önce usb belleği formatlıyor, sonra atıyor. Bootable(açılışta okuması için) bunu kullanın diyorlardı, ha belki direkt de oluyordur ama ben bununla yapmıştım.

peki bi şey daha eklesem: gelişmiş kurtarma yöntemleri diye bi şey var, "bilgisayarınızı fabrika durumuna döndürün" diyor. bunun farkı ne formattan?

küçükleri de var starbucks ta. yeni aldım daha.

Kahve Dünyası'ndan almıştım küçük boy, gayet memenunum. Gerçi genelde Cafissimo kullandığım için pressi fazla kullanmıyorum ama kullandığım zamanlarda gayet iyi sonuçlar aldım yani...

(bkz: aeropress) bakabilirsiniz.

mudo'da vardı küçük/büyük şundan: www.mudo.com.tr

evet pek bulunmuyor 350 ml bodum. kobretti haklı, bence de aeropress deneyebilirsin. bende hem bodum french press hem de aeropress var. aeropress'ten sonra french press'i sadece bitki çayları için kullanmaya başladım. tabii ikisi arasında tat farkı var ama baya memnunum işte ben.

esse de bodum satıyor oraya da bakın. bodumdan iyisini bulamadım eskiden tchibonun vardı bir tane o da çok güzeldi

Esse'de bodum var!

esse'ye sordum ancak stok kontrolü de yaptı kasadaki eleman bulamadı. mağazada zaten yok. bulamıyorum malesef bodumu :) bulan varsa alsın, neyse parası verelim.

Starbuckta her boyu var bodumlarin.

domain: godaddy
hosting: guzelhosting

isimtescilden hosting sakın alma.